Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sitesinden alınan verilere göre hazırlamış olduğum sunum da Türkiye geneli taşınmaz kültür varlığı istatistiğinin 2013 yılı verilerine göre bir değerlendirme olarak ele alacak olursak.
Sivil mimarlık örneği yapılar;
Sivil mimarlık örneği denilince akla ilk gelen bireylerin kendi gayretleri ile geleneksel üsluba uygun binalar inşa etmesidir. fakat sivil mimarlık örneğine ait binaların yapım malzemeleri sadece tek tip değildir. Sivil mimarlık örneği yapılar da sıkça görülen uygulamalar Taş, Ahşap ve Taş-Ahşap karışımı uygulamalardır.
Öncelikle;
Taş uygulamaları ele alacak olursak. Taş kendi içinde çeşitlilik barındırır, özellikle İç Anadolu bölgesinde Kayseri yöresine ait en sağlam taşlardan biri olan Tomarza taşı bu bölgede sivil yapılarda sıkça görülen taş tipidir. biraz batıya doğru geldiğimiz de ise Nevşehir ilinde farklı bir taş tipi görürüz. bu bölgeye ait taş tipi Tüf kaya olarak bildiğimiz yumuşak ve işlenmesi kolay taşlardır. görsel olarak daha kolay işçilik ile daha güzel motifler uygulamak mümkündür fakat bu taş türü Tomarza taşına nazaran en kırılgan ve yumuşak taş tipidir. Taş uygulamasının sıkça görüldüğü bölgeleri ele alacak olursak. Güneydoğu Anadolu bölgesi, İç Anadolu bölgesi, Doğu Anadolu bölgesi, Akdeniz bölgesi olarak bu bölgeleri sayabiliriz.
Ahşap uygulamalar genellikle Karadeniz bölgesinde, Ege bölgesinde, Marmara bölgesinde yaygın olarak kullanıldığı görülür. Ahşap konstrüksüyon binaların yapımı taş binalara nazaran daha zor ve uzun bir işçilik gerektirir. Ahşap konstrüksüyon yapımı ve ahşap birleşmeler hakkında ayrıca yayınlayacağım yazımda bu konu hakkında detaylıca bilgi vereceğim.
Kültürel Yapılar;
Kültürel yapılar sivil mimarlık yapılarına nazaran daha büyük ölçekli yapılardır. bu tarz yapılar tarihte önemli olaylara tanıklık etmiş ve işçilik kalitesi yüksek yapılar olarak bilinir. Açıkçası listede kendine ikinci sırada yer bulmasını olumlu bir sonuç olarak görebilir çünkü devlet her yıl bu listeye göre önemli ve ihtiyaca göre kaynak ayırarak bu yapıların yenilenmesine katkıda bulunuyor.
Dini Yapılar;
Bu yapılar ibadethaneler olarak nitelendirilen mescidler ve camii'lerdir. Türkiye'deki dini yapıların %75'lik kısmı Osmanlı mimari üslubu ile geriye kalan %25'lik kısmı ise Selçuklu mimari üslubu ile yapıldığı görülmektedir. bu yapıların genelinde ana kubbe desteklenmesi için o zamanın en büyük taşıyıcı sistemi taş kolonlar ile inşaa edilen taş yapılardır. daha küçük ölçekli camiiler de ise ahşap olarak uygulandığı görülmüştür. Camii'lerde Türkiye'nin ve dünyanın bildiği en nadide eserler olarak Üstad Mimar Sinan'ın çıraklık,kalfalık ve ustalık eserlerini göstermek mümkündür. Özellikle Sultan Ahmed Camii Türkiye'nin ilk altı minareli camii olmuştur. Hemen belirteyim ingilizce de Sultan Ahmed camii'nin ''Blue mosque'' olarak tanımlanmasının sebebi Sultan Ahmed Cami'nin içinde bulunan özel üretim 21043 adet özel çini'den kaynaklanır ve yabancılar bu çinilere hayran kalmıştır.
Endüstriyel Yapılar ve Ticarethaneler;
Zamanın en geniş ve büyük yapıları Kervansaraylar ve ticari yapılardır. Bunlara örnek olarak Kayseri kapalı çarşı ve İstanbul Mısır çarşısını örnek gösterebiliriz. bu tarz yapılar geniş ve yoğun kitleye hitap ettiği için geniş koridorların üstünü kapatabilmek için genellikle yuvarlak tonozlar, koridorların kesiştiği noktalarda ise çapraz tonoz kullanılarak çözüme kavuşturulmuştur.
Mezarlıklar;
Bu sınıftaki taşınmaz kültür mirasları genellikle kümbet ve türbe tipinde inşa edilmiş yapılardır. Türbe ve Kümbetler özellikle islam'a hizmet etmiş büyük alimler, seyyidler için vefatlarından sonra yaptırılan eserlerdir. Türkiye'nin geçmiş tarihinde baktığımızda bu sayının hiç de azımsanacak bir derecede olmadığını görürüz.
İdari Yapılar;
Bu tip yapılar yönetim yapıları ve kamuya açık yerler olduğu için mimari detayları oldukça fazla barındırır ve kat yüksekliği maksimumu olan yapılardır. Hemen hemen her ilde bu tarz yapılar görmek mümkün.
Kalıntılar;
Arkeolojik yer altı zenginlikleri olarak bildiğimiz bu eserler. Taşınmaz kültür varlıklarına nazaran daha eski bir geçmişe sahiptir. Göbekli tepe, Seyit Ömer gibi yerler bunlardan başlıcaları olarak kabul edilir. Özellikle Şanlı Urfa göbekli tepe dünyanın ilk yerleşim merkezi olarak kabul edilir ve burada dünyadaki diğer ülkelerden alanlarında uzman arkeologlar ve sanat tarihçileri bu kazı çalışmalarının yürütülmesinde görev alırlar.
Askeri Yapılar;
Bu yapıtların genelini askeri liseler oluşturur. Askeri eğitim yapıları olarak bilinmektedir. bu konu hakkında detaylı bilgiye sahip olmadığım için fazla yorum yapamayacağım.
Anıt ve Abideler;
Anıtlar yer üstünde kalmış eserlerdir. Kalıntılar'a göre daha yakın tarihli eserlerdir. Anıt ve Abidelere örnek olarak ülkemizin Bitlis şehrindeki Ahlat ilçesinde Orhun yazıtlarını örnek gösterebilirim.
Şehitlikler;
Bu konuda inanın AutoCAD'in fatal error vermesi gibiyim :) hiç bilgim yok fakat bir bilgi edindiğim an konuyu güncelleyeceğim.
Koruma Altına Alınan Sokaklar;
Açıkçası koruma altına alınan sokaklar listenin en sonunda olması biraz üzücü bir durum çünkü Türkiye'de o kadar çok korunması gereken sokaklar var ki, hemen yaşadığım yerlerden birinde Kütahya ilinden örnek verecek olursam. Özellikle Germiyan sokağı denilen Germiyan oğulları tarafından yaptırılan konağın bulunduğu sokak son dönemde bir kaç müdahale yapılsa da halen yapılması gereken çalışmaların yapılmadığı kanısındayım. Özellikle Menderes caddesi üzerindeki yoldan sokağa giriş yolunun hemen sağında 8-9 katlı bir kız apart yurt binası mevcut. Her ne zaman ben oradan geçtiğimde bu yapılaşmayı görsem yüreğim dayanmıyor. Belli ki zamanın siyasi yönetimi yandaş bir karar almış. Germiyan sokağının sağında ve solunda 5 konaktan sonra restorasyonu yapılmış bir yapı mevcut değil bu yüzden sokağın geri kalanı atıl durumda, benim olmasını istediğim açıkcası Germiyan sokağının en azından başlangıcından Samanpazarı denilen çarşıya kadar bağlanması ve restorasyonlarının tamamlanması bu sokağın yaşatılması adına atılacak en iyi adımlardan biri olur. Bölgenin yeni yapılaşmaya mevcut dokusunu kaybetmeden yapılmasına izin verilmesi bir imar kanunu yapılırsa eminim çok yararlı olacaktır.
Sivil mimarlık örneği yapılar;
Sivil mimarlık örneği denilince akla ilk gelen bireylerin kendi gayretleri ile geleneksel üsluba uygun binalar inşa etmesidir. fakat sivil mimarlık örneğine ait binaların yapım malzemeleri sadece tek tip değildir. Sivil mimarlık örneği yapılar da sıkça görülen uygulamalar Taş, Ahşap ve Taş-Ahşap karışımı uygulamalardır.
Öncelikle;
Taş uygulamaları ele alacak olursak. Taş kendi içinde çeşitlilik barındırır, özellikle İç Anadolu bölgesinde Kayseri yöresine ait en sağlam taşlardan biri olan Tomarza taşı bu bölgede sivil yapılarda sıkça görülen taş tipidir. biraz batıya doğru geldiğimiz de ise Nevşehir ilinde farklı bir taş tipi görürüz. bu bölgeye ait taş tipi Tüf kaya olarak bildiğimiz yumuşak ve işlenmesi kolay taşlardır. görsel olarak daha kolay işçilik ile daha güzel motifler uygulamak mümkündür fakat bu taş türü Tomarza taşına nazaran en kırılgan ve yumuşak taş tipidir. Taş uygulamasının sıkça görüldüğü bölgeleri ele alacak olursak. Güneydoğu Anadolu bölgesi, İç Anadolu bölgesi, Doğu Anadolu bölgesi, Akdeniz bölgesi olarak bu bölgeleri sayabiliriz.
Ahşap uygulamalar genellikle Karadeniz bölgesinde, Ege bölgesinde, Marmara bölgesinde yaygın olarak kullanıldığı görülür. Ahşap konstrüksüyon binaların yapımı taş binalara nazaran daha zor ve uzun bir işçilik gerektirir. Ahşap konstrüksüyon yapımı ve ahşap birleşmeler hakkında ayrıca yayınlayacağım yazımda bu konu hakkında detaylıca bilgi vereceğim.
Kültürel Yapılar;
Kültürel yapılar sivil mimarlık yapılarına nazaran daha büyük ölçekli yapılardır. bu tarz yapılar tarihte önemli olaylara tanıklık etmiş ve işçilik kalitesi yüksek yapılar olarak bilinir. Açıkçası listede kendine ikinci sırada yer bulmasını olumlu bir sonuç olarak görebilir çünkü devlet her yıl bu listeye göre önemli ve ihtiyaca göre kaynak ayırarak bu yapıların yenilenmesine katkıda bulunuyor.
Dini Yapılar;
Bu yapılar ibadethaneler olarak nitelendirilen mescidler ve camii'lerdir. Türkiye'deki dini yapıların %75'lik kısmı Osmanlı mimari üslubu ile geriye kalan %25'lik kısmı ise Selçuklu mimari üslubu ile yapıldığı görülmektedir. bu yapıların genelinde ana kubbe desteklenmesi için o zamanın en büyük taşıyıcı sistemi taş kolonlar ile inşaa edilen taş yapılardır. daha küçük ölçekli camiiler de ise ahşap olarak uygulandığı görülmüştür. Camii'lerde Türkiye'nin ve dünyanın bildiği en nadide eserler olarak Üstad Mimar Sinan'ın çıraklık,kalfalık ve ustalık eserlerini göstermek mümkündür. Özellikle Sultan Ahmed Camii Türkiye'nin ilk altı minareli camii olmuştur. Hemen belirteyim ingilizce de Sultan Ahmed camii'nin ''Blue mosque'' olarak tanımlanmasının sebebi Sultan Ahmed Cami'nin içinde bulunan özel üretim 21043 adet özel çini'den kaynaklanır ve yabancılar bu çinilere hayran kalmıştır.
Endüstriyel Yapılar ve Ticarethaneler;
Zamanın en geniş ve büyük yapıları Kervansaraylar ve ticari yapılardır. Bunlara örnek olarak Kayseri kapalı çarşı ve İstanbul Mısır çarşısını örnek gösterebiliriz. bu tarz yapılar geniş ve yoğun kitleye hitap ettiği için geniş koridorların üstünü kapatabilmek için genellikle yuvarlak tonozlar, koridorların kesiştiği noktalarda ise çapraz tonoz kullanılarak çözüme kavuşturulmuştur.
Mezarlıklar;
Bu sınıftaki taşınmaz kültür mirasları genellikle kümbet ve türbe tipinde inşa edilmiş yapılardır. Türbe ve Kümbetler özellikle islam'a hizmet etmiş büyük alimler, seyyidler için vefatlarından sonra yaptırılan eserlerdir. Türkiye'nin geçmiş tarihinde baktığımızda bu sayının hiç de azımsanacak bir derecede olmadığını görürüz.
İdari Yapılar;
Bu tip yapılar yönetim yapıları ve kamuya açık yerler olduğu için mimari detayları oldukça fazla barındırır ve kat yüksekliği maksimumu olan yapılardır. Hemen hemen her ilde bu tarz yapılar görmek mümkün.
Kalıntılar;
Arkeolojik yer altı zenginlikleri olarak bildiğimiz bu eserler. Taşınmaz kültür varlıklarına nazaran daha eski bir geçmişe sahiptir. Göbekli tepe, Seyit Ömer gibi yerler bunlardan başlıcaları olarak kabul edilir. Özellikle Şanlı Urfa göbekli tepe dünyanın ilk yerleşim merkezi olarak kabul edilir ve burada dünyadaki diğer ülkelerden alanlarında uzman arkeologlar ve sanat tarihçileri bu kazı çalışmalarının yürütülmesinde görev alırlar.
Askeri Yapılar;
Bu yapıtların genelini askeri liseler oluşturur. Askeri eğitim yapıları olarak bilinmektedir. bu konu hakkında detaylı bilgiye sahip olmadığım için fazla yorum yapamayacağım.
Anıt ve Abideler;
Anıtlar yer üstünde kalmış eserlerdir. Kalıntılar'a göre daha yakın tarihli eserlerdir. Anıt ve Abidelere örnek olarak ülkemizin Bitlis şehrindeki Ahlat ilçesinde Orhun yazıtlarını örnek gösterebilirim.
Şehitlikler;
Bu konuda inanın AutoCAD'in fatal error vermesi gibiyim :) hiç bilgim yok fakat bir bilgi edindiğim an konuyu güncelleyeceğim.
Koruma Altına Alınan Sokaklar;
Açıkçası koruma altına alınan sokaklar listenin en sonunda olması biraz üzücü bir durum çünkü Türkiye'de o kadar çok korunması gereken sokaklar var ki, hemen yaşadığım yerlerden birinde Kütahya ilinden örnek verecek olursam. Özellikle Germiyan sokağı denilen Germiyan oğulları tarafından yaptırılan konağın bulunduğu sokak son dönemde bir kaç müdahale yapılsa da halen yapılması gereken çalışmaların yapılmadığı kanısındayım. Özellikle Menderes caddesi üzerindeki yoldan sokağa giriş yolunun hemen sağında 8-9 katlı bir kız apart yurt binası mevcut. Her ne zaman ben oradan geçtiğimde bu yapılaşmayı görsem yüreğim dayanmıyor. Belli ki zamanın siyasi yönetimi yandaş bir karar almış. Germiyan sokağının sağında ve solunda 5 konaktan sonra restorasyonu yapılmış bir yapı mevcut değil bu yüzden sokağın geri kalanı atıl durumda, benim olmasını istediğim açıkcası Germiyan sokağının en azından başlangıcından Samanpazarı denilen çarşıya kadar bağlanması ve restorasyonlarının tamamlanması bu sokağın yaşatılması adına atılacak en iyi adımlardan biri olur. Bölgenin yeni yapılaşmaya mevcut dokusunu kaybetmeden yapılmasına izin verilmesi bir imar kanunu yapılırsa eminim çok yararlı olacaktır.