Hızlı yaşıyoruz.Yemekler hızlı... Kitaplar özet... Kelimelerin içi boş... hadi Edip CANSEVER’ce söyleyeyim
‘‘ Gelmiyor içimizden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.’’
Ramazan biraz da,Bir dur! demek için geliyor.bir düşün!... bir dinle!... demek için geliyor birazda. İçi boşaltılan kelimelere bir anlam yüklemek için geliyor birazda ne diyeceksiniz.Muhabbet mesela, Muhabbet ne demek sahi? Mesela; Allah rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem)kalkmış Mekke'den Medine'ye hicret edecek, kapısının önünde bekleyenler... ellerinde silah....Sabaha karşı bir vakit, yatağında uyuyan bir güzel var.''Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır.'' İmam Ali kerem allahu vech,uzanmış yatağa,Biraz sonra Allah rasulünü öldürmek için gelecek olanlar kendisini bulacaklar yatakta ama! ‘‘Fedâke ebî ve ümmî ya Rasulallah’’ sırrına erenler için can vermek nedir ki,
‘‘ Taşa Verdim Yanımı Toprak Emdi Kanımı
Azrail'e Can Vermezdim
Canan Aldı Canımı ’’
diyenler için can vermek nedir ki, Allah rasülü sıyrılır geçer onların arasından.Bir hışımla dalarlar içeri ve örtüyü kaldırırlar, yatakta Hz.Ali kerem Allahü vech, işte bunlar hep muhabbet, Allah rasulü yürür... Mekke’den ayrılırken yüksekçe bir tepeden kabesine bakar,
''Kâbe, biliyorsun ki ben seni seviyorum ama senin insanların beni bırakmıyorlar.''
işte bunlar hep muhabbet, ve bir mağara... ikinin ikincisi yanı başında... biraz mahsun, biraz boynu bükük Hz. Ebûbekir. bir ağ, bir güvercin yumurtası... dışarda koşuşturmacalar...eğilip baksalar görecekler iki dostu... Hz. Ebûbekir mahsun, ve bir ayet...
''Lâ tahzen innâllahe meanâ''(Tevbe-40)
''Mahsun olma!. Allah bizimle beraber... Dizini dizime yapıştır. Kalbini kalbime... Allah de! dilini damağına yapıştır.''
İşte bunlar hep muhabbet...
Allah rasülü döner Uhuda bakar,
‘‘Uhud, bizi sever... biz de Uhud'u’’
Uhud, bizi sever mi? muhattab o ise, dağlarca sever Uhud...
İşte bunlar hep muhabbet...
Bir kütük gözyaşı döker... Allah rasülü, o küçük minberciğe ilk defa çıktığı vakit, kütük ağlar mı? Odun değilse ağlar kütük!
İşte bunlar hep muhabbet
Muhabbetten hasıl olmuştur çün Muhammed... O’nu anlamak, muhabbeti bilmekle başlayacak belki de, herşey O’nu anlamakla başlayacak. O’nu anlamak,
İşte o muhabbeti bilmekle... Hani düşünün,
Âdem aleyhisselam, bir yasak daneyi yedi ve cennetten dünyaya indirildi. öyle mi? hepsi bu kadar mı? Bu işin bir muhabbet kısmı yok mu? Evet peygamberlerin küçük sürçmelerine zelle diyoruz. Onlar da hata olsun diye değil!... kendinden sonra gelenlere yol göstermek için. Aman ha bunu yapmayın diye...O küçük sürçmelerin adı zelle Âdem aleyhisselamın zellesi, bir yasak daneyi yemek. Hepsi bu kadar mı? hiç yok mu bu işin içinde bir muhabbet. Şâir ne diyor...
‘‘Gubar-ı payine almam cihânı Yâ Resûlallah,
Değişmem muyine heft asumanı Yâ Resûlallah
Duyunca makdem-i teşrifin sulb-i pakinden Âdem
Değişti habbeye bağ-ı cinanı Yâ Resûlallah.’’
Ayağının tozuna cihânı verseler almam Yâ Resûlallah,
Saçının bir teline, yedi kat göğü değişmem Yâ Resûlallah.
Senin teşrifinin, ter-temiz sulbünden geleceğini duyunca Hz. Âdem,
Bir habbeye, cennetleri değişti Yâ Resûlallah.
İnsanoğlu'nun yeryüzü serencanının sebebidir muhabbet...
Ve işte bunlar hep muhabbet
Karşı'da bir hisar...
Yukarıdan bakınca ‘Muhammed’ yazar...
İşte o hisar hep muhabbet... hep muhabbet...
Peki neden? neden ecdadımı Peygamber efendimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)'in adını ima eden bir hisar inşa edildi? Dedim ya hızlı yaşıyoruz, düşüncelerimiz dâhi hızlı... o kadar çabuk işte. Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye'in koca padişahı Fâtih Sultân Mehmed Hân, bu hisarın fethi hadisinde müjdeleyen onsekiz bin âlemin sultanı olan peygamber efendimizin adının görünmesini istemiştir. Kûfi olarak yapılan bu hisarda uydu'dan ve karşı Anadolu hisarından baktığımızda Muhammed ismini görürüz. İşte bütün bunlar hep Muhabbet... Dönüp'te baksak dünümüze, anlayacağız belki de, İstanbul'un fetih sebebini... bu dünyadan göçmeden O'unun Alemler sultanı (s.a.v)'in Âşkını yaşayan ümmetinin geride nasıl onun adını haykıran eserler bırakmak adına yarıştığını. İşte bunlar hep Muhabbet. Rumeli hisarının için bir camii var. Restorasyonu yapılıyor şu an, umarım en kısa zamanda bitirilir ve biz de orada secde etme şerefine nail oluruz.
işte bunlar hep muhabbet...
ne demişti şair,
Aşk-ı Muhabbet ezeli.
Aşk-ı Muhammed ezeli.
ZArifoğlu
Peki neden? neden ecdadımı Peygamber efendimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)'in adını ima eden bir hisar inşa edildi? Dedim ya hızlı yaşıyoruz, düşüncelerimiz dâhi hızlı... o kadar çabuk işte. Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye'in koca padişahı Fâtih Sultân Mehmed Hân, bu hisarın fethi hadisinde müjdeleyen onsekiz bin âlemin sultanı olan peygamber efendimizin adının görünmesini istemiştir. Kûfi olarak yapılan bu hisarda uydu'dan ve karşı Anadolu hisarından baktığımızda Muhammed ismini görürüz. İşte bütün bunlar hep Muhabbet... Dönüp'te baksak dünümüze, anlayacağız belki de, İstanbul'un fetih sebebini... bu dünyadan göçmeden O'unun Alemler sultanı (s.a.v)'in Âşkını yaşayan ümmetinin geride nasıl onun adını haykıran eserler bırakmak adına yarıştığını. İşte bunlar hep Muhabbet. Rumeli hisarının için bir camii var. Restorasyonu yapılıyor şu an, umarım en kısa zamanda bitirilir ve biz de orada secde etme şerefine nail oluruz.
işte bunlar hep muhabbet...
ne demişti şair,
Aşk-ı Muhabbet ezeli.
Aşk-ı Muhammed ezeli.
ZArifoğlu
0 yorum:
Yorum Gönder